Ebu Abdullah lakabı ile anılan Ca’fer, Sâdık lakabının sahibidir. Hayatında hiç yalan konuşmadığı için bu lakabı almıştır. Ca’fer güleç yüzlü, tatlı sözlü bir zattı. Başı büyükçe, cismi nurluydu. Teninin rengi beyaz kırmızı karışımı pembesiydi. Büyükdedesi Hz. Ali (r.a)’ye çok benzerdi.
Altın silsilenin beşinci halkasını oluşturan Ca’fer-i Sadık, hem Hz. Peygamber (s.a)’in nesl-i pâkinden, hem de Hz. Ebu Bekir (r.a)’in. Babası Muhammed Bakır, Hz. Hüseyin’in torunu; annesi Ümmü Ferve Hz. Ebu Bekir’in torunu ve altın silsilenin dördüncü halkası, oluşturan Kasım b. Muhammed’in kızıdır. 83h./702m. yılında Medine’de doğdu. Tebe-i tabiin neslinden pek çok tabiinden hadis aldı. Babası Muhammed Bakır, Ata, Urve ve Zühri’den rivayetlerde bulundu. Kendisinden de Şube, oğlu Musa Kazım, Yahya b. Said ve Ebu Hanife ve daha pek çok kimsenin rivayetleri vardır. Buhari dışında bütün kütüb-i sitte müelliflerinin kendisinden rivayetleri bulunmaktadır. Bütün maddi ve manevi ilimlerle meşgul. Maddi ilimlerde aklıyla maddeyi tasarrufu altına alma özelliğine sahip. Kimya, fizik ve cebir ilimlerinde en önde. İslam’ın kalplerin keşfiyle meşgul olduğu kadar, akılla maddenin sırlarını keşfini emrettiğini gösterdi. Cebir ilminin mucidi sayılan Cabir b. Hayyam onun talebesi ve bu ilimde ondan çok şeyler öğrendiği nakledilir. Ayrıca tasavvufi tefsir dediğimiz işarî tefsirde ilklerden.