أعوذ بالله من الشيطان الرجيم , بسم الله الرحمن الرحيم
اَلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ. وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلىَ سَيِّدِناَ مُحَمَّدٍ وَآلِهِ وَصَحْبِهِ أَجْمَعِينَ
Allah’u Teâlâ’nın haram ve helallerine baktığımızda dünya ve ahirette bize faydalı olacak ne varsa yapmamızı emrettiği, ne kadar zararlı olan varsa yasakladığını görürüz. Allah’u Teâlâ derecesi yüksek olanlar af ve mağfirete dâhil olan sınıflardan birisini şöyle tarif ediyor;
الَّذِينَ يُنفِقُونَ فِي السَّرَّاء وَالضَّرَّاء وَالْكَاظِمِينَ الْغَيْظَ وَالْعَافِينَ عَنِ النَّاسِ وَاللّهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ
“Onlar bollukta ve darlıkta sarfederler, öfkelerini yenerler, insanların kusurlarını affederler. Allah iyilik yapanları sever.” (Ali İmran 134)
Öfkenin kişiye zararları o kadar çoktur ki belki başka hiçbir şey bu kadar zarar veremez. Bir anda öfkelenir adam öldürür, bir anda öfkelenir bütün sermayesini bitirir, birden öfkelenir evini, yuvasını yıkar. İşte İslam bu gibi şeyler yüzünden, öfkeyi, kin ve nefreti yasaklamıştır. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de Peygamber efendimiz için;
وَإِنَّكَ لَعَلى خُلُقٍ عَظِيمٍ
“Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.” (Kalem 4) buyurmaktadır.
Peygamber efendimizi diğer insanlardan ayırt eden en önemli özellik güzel ahlaktır. Maalesef günümüz insanları öfke ile hem kendi evlerini yıkmakta hem de başkalarının evini yıkmaya çalışmaktadırlar. Toplum öyle bir duruma gelmiş ki bir anda her şeyi öfke ile yıkabilmekte, yok edebilmektedir. Nakşibendi tarikatı bu öfkeyi bitirebilmek için Kur’an ve sünnetten letaifler üzerinde yapılacak zikrler belirlemiştir. O letaifler üzerinde bu zikrlere devam edildiğinde insanın öfkesi diner “İnşallahü Teâlâ”
Bu öfke Müslümanlar arasında adavete sebep olmuş, bugün nerede ise hiçbir Müslüman diğerini sevmez, merhamet etmez hale gelmiştir. Komşu komşuyu, kardeş kardeşi sevmez hale gelmiş işte bu kin ve nefretten dolayı. Hâlbuki az önce belirttiğimiz gibi Allah’u Teâlâ bir şeyi emretmişse bu insanın dünyası için de gereklidir. Bizleri yoktan var eden, Müslüman olarak İslam topraklarında ve İslam toplumunda yaratan Yüce Allah bizi yanlışlardan koruyabilmek, dünya ve ahiret huzurunu yaşamamız için bu yasakları koymuş, bütün güzellikleri helal kılmıştır.
Bizler nefsimize tabi oluyoruz o nefste bizi helake götürüyor. Nefs ve şeytana tabi olunca, onlar da bizi istedikleri gibi yönlendiriyorlar. Allah’u Teâlâ bize nefs ve şeytandan kaçınmamızı onlara tabi olmamız halinde başımıza gelecek felaketleri defaten Kur’an-ı Kerim’de bildiriyor. Bunları açıklaması, nasıl yapacağımız göstermesi için ise örnek şahsiyet Peygamber efendimizi göndermiştir. Peygamber efendimizi örnek alır güzel ahlak üzere yaşar isek bizi cennete koyacağını vaat etmiştir.
Biz insanlar o kadar zayıfız, o kadar nefsimize ve şeytana tabi olmuşuz ki mahlûkatlar içerisinde en çok Rabbine nankör olan bizleriz. Mahlûkatlar içerisinde en eşref olarak yaratılan ve diğer yaratılanlar emrimize verilmesine rağmen bu nankörlüğü yapabilmekteyiz. Şu an yeryüzünde yaşayan insanların ancak 4/1 i Müslüman diğerleri kâfirdir. Bakınız insan ne kadar nankördür. Müslüman olanlar ise Allah’ın emirlerini ne kadar yerine getiriyor? Müslüman olanların Allah’ın emirlerine bağlı olmaları gerekmez mi?
Allah’u Teâlâ insana cüz-i irade vermiştir. Bütün fiilleri yaratan Allah olmakla beraber emredilen iyilikleri veya yasaklanan kötülükleri yapmak/yapmamak bizim elimizdedir. Allah’u Teâlâ bizim niyetlerimize göre fiili yaratmaktadır.
لَا يُسْأَلُ عَمَّا يَفْعَلُ وَهُمْ يُسْأَلُونَ
“O, yaptığından sorumlu değildir, onlar ise sorumlu tutulacaklardır.” (Enbiya 23)
Allah’ın bize ihtiyacı yoktur, Allah “haşa” hesaba çekilemez, bizler ise O’na karşı sorumluyuz ve yaptıklarımızdan hesaba çekileceğiz.
وَآتَاكُم مِّن كُلِّ مَا سَأَلْتُمُوهُ وَإِن تَعُدُّواْ نِعْمَتَ اللّهِ لاَ تُحْصُوهَا إِنَّ الإِنسَانَ لَظَلُومٌ كَفَّارٌ
“Hem size istediğiniz şeylerin hepsinden verdi; öyle ki, Allah’ın nimetini saysanız onu bitiremezsiniz. Gerçekten insan çok zalim, çok nankördür.” (İbrahim 34)
Yüce Allah bizlere o kadar nimetler ihsan eylemiştir ki saymakla bitiremeyiz. Bize hangi yolların güzel olduğunu cennete ulaştırdığını da göstermiştir. Eğer biz مالك الملك malikul mülk olan Yüce Allah’ın dediğini yapmaz isek Allah’a hiçbir zarar veremeyiz sadece kendimize zarar veririz. Allah’a ibadet edecek yerlerde/göklerde o kadar mahlûkatlar var ki melekler, ağaçlar, hayvanlar. Bu kadar Allah’ı teşbih eden mahlûkat varken Allah’ın bize ihtiyacı yoktur. İbadete ihtiyacı olanlar bizleriz.
Yüce Allah iyilik yapmak güzel ahlak sahibi olmak hakkında onlarca ayet göndermiş, Peygamber efendimiz o kadar hadis söylemiştir. O halde iyi olalım, güzel ahlak sahibi olalım. Bir insan bütün gündüzleri oruçlu geçirse, geceleri ibadet ile geçirse ne kadar ibadet etmiş olur. Bunun karşılığında ne kadar sevap kazanır. Biri bize dese bir kişi var bütün gece sabaha kadar Yüce Allah’a ayakta ibadet ediyor, gündüzleri de oruçlu geçiriyor, hepimiz bu kişiyi görmek isteriz nasıl iyi bir kul diye. Bir insan ise bunları yapmıyor ama güzel ahlak sahibidir, güler yüzlüdür, Güleryüz, güzel söz bile sadakadır buyuruyor Peygamber efendimiz. Bu nafile ibadetleri yapmıyor ama her gördüğü kişiye güleryüz gösteriyor, güzel söz kullanıyor onları incitmiyor bu ne kadar güzeldir. Bunu yapamamak mümkün değildir. Bakınız Peygamber efendimiz ne buyuruyor;
عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قَالَ: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ : مَا تَعُدُّونَ الصُّرْعَةَ فِىكُمْ؟ قَالُوا: الَّذِى تُصْرِعُهُ الرِّجَالُ. قَالَ: َ. وَلكِنَّهُ الَّذِى يَملِكُ نَفْسَهُ عِنْدَ الْغَضَبِ .
İbnu Mes´ud (radıyallahu anh) anlatıyor: Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) (bir gün):
“Siz aranızda kimi pehlivan addedersiniz?” diye sordu. Ashab (radıyallahu anhum):
“Erkeklerin yenmeye muvaffak olamadığı kimseyi!” dediler. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm):
“Hayır, dedi, gerçek pehlivan öfkelendiği zaman nefsine hâkim olabilen kimsedir.” [Müslim, Birr 106, (2608); Ebû Dâvud, Edeb 3, (4779)
Günümüzde geveze bir insan bir başkasına olan öfkesinden dolayı ortalığı karıştırıyor, fesatlık yapıyor ona erkek adam gözü ile bakılıyor. Bakınız adam nasıl cesaretle konuşuyor deniliyor hâlbuki o yaptığı konuşmalarla fesatlık yapıyor, düşmanlıkları artırıyor. Bu gibiler için Peygamber efendimiz ne şiddetli ikazlarda bulunuyor, zalim diyor o tipler için ve gerçek pehlivanı öfkesini yenen olarak tanımlıyor.
Bir başka meselede erkeklerin kadınlara yaptıkları zulümlerdir. Şimdi eskiye nazaran biraz daha az olmasına rağmen hala devam etmektedir. Kadınları dövmek, onları öldürmek gibi. Erkek eve gelince eğer eşi ona istediği yemeği yapmamış ise öyle dövüyor, bazen 2-3 gün yataktan çıkamaz hale getiriyor. Eve gelince evin tek hâkimi erkek oluyor fakat adaletle hüküm etmiyor zulümle hüküm ediyor. Kadının hiçbir söz hakkı yok, her hak erkeğin.
Peygamber efendimiz bir başka hadislerinde ne buyuruyor;
قَالَ رَسُولُ الله: اَكْمَلُ الْمُؤْمِنِينَ اِيمَانًا اَحْسَنُهُمْ خُلُقًا، وَخِيَارُكُمْ خِيَارُكُمْ لِنِسَائِهِمْ
Ebu Hüreyre (Allah Ondan razı olsun)den bildirildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Mü’minlerin iman bakımından en iyi olanları ahlaken en iyi olanıdır. Hayırlınız hanımlarına karşı hayırlı olanlardır.” (Tirmizi , Rada 11)
Bakınız güzel ahlak ne kadar önemli. Bir insan küfretmiyorsa, insanları incitmiyorsa, insanların ayıplarını örtüyorsa, kadınlara karşı hayırla muamele ediyorsa imanı da en kâmil olanlardan oluyor. Sizin en iyiniz eşine en iyi olandır diyor Efendimiz kim eşine iyi ise işte o en iyi olan kişidir.
Peygamber efendimiz için yıllarca hizmetinde bulunan Enes (ra) diyor ki o kadar ağır yükü varken “öf” dediğini bile duyamadım. İnsan bunalır hanımına kızar, çocuğuna kızar, hizmetçisine kızar fakat Efendimiz server-i kainat bir defa bile öf dememiş.
İşte ahlak budur. Öfkesini yutan, insanları af eden en güzel ahlak sahibi olandır. Birde bizde şöyle bir gurur var. Bir kişi bize karşı hata yaptı mı onu bir daha af etmiyoruz. Yıllarca af etmiyoruz. O kişiyi yaptığından dolayı pişman olduğunda af etsek daha güzel olmaz mı?
Allah’u Teâlâ bizleri iyilerden eylesin, güzel ahlak sahibi, öfkesini yutanlardan, insanları af edenlerden eylesin. Âmin
26.01.2017 tarihli sohbet