أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

الحمد لله رب العالمين والصلاة والسلام علي خير خلقه محمد وعلى آله وصحبه أجمعين

Bizleri ve kâinatı yaratan Yüce Allah’a hamdu senalar olsun. Eşrefi mahlûkat Muhammed Mustafa’ya, a’line, ezvacına, eshabına salat ve selam olsun.

Muhterem cemaati müslimin Yüce Allah biz mü’minlere o kadar büyük nimet vermiş ki biz gecemizi gündüzümüzü ona şükretmeye adasak gene O’nun bize vermiş olduğu nimetlerin binde birini ifa edemeyiz. Allah-u Teâlâ bizlere Kur’an-ı, Hazreti Muhammed Sallallahu Teâlâ aleyhi vessellemi göndermesi biz mü’minler için en büyük şeref, en büyük mutluluktur. O Kuran dünyamız ve ahiretimiz için bize ne faydalı ise, huzurumuzun temini için ne gerekli ise bizlere o şekilde bizlere gönderilmiş o Kur’an-ı Kerim ki hem dünyanın hem ahiretin saadeti içermektedir. Kur’an dünyamız için ne gerekiyorsa onu bizlere emretmiş ne zararlı ise onu bize yasaklamıştır. Ahiretimiz içinde bize, bizi cennete koyacak ne güzel şeyler var ise emretmiş, bizi cehennemden uzaklaştırıcı ne kötü hasletler var ise onu bize yasaklamıştır.

Biz bu dünyaya yaşamak, safahat için veyahut güzel bir yaşantı için gönderilmedik, biz bu dünyaya Allah’ı tanımak Allah’a ibadet etmek için gönderildik. Yüce Allah ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım, beni tanısınlar diye yarattım [buyuruyor]. Demek ki insanların, cinlerin yaratılış amacı Allah’ı tanımak, Allah’a kul olmaktır işte biz bunun neresindeyiz acaba kendimizi yokladığımız da Allah’a nasıl bir kuluz, Allah’a ne kadar yakınız veyahut Allah’a karşı yapmış olduğumuz suçlarda hatamız ne kadardır hiç düşünüyor muyuz? Hiç günahlarımızı hatırlayıp pişman olur oluyor muyuz, tövbe istiğfar da bulunuyor muyuz? İşte bunları hep düşünmemiz, hep sorumlu olduğumuzu bilmemiz gerekir ahir zamandayız, bu ahir zaman fitne-fucurun had safhaya ulaştığı bir zamandır, günahların alenen yapıldığı bir zamandır. İşte biz bu ahir zamanın fitnelerden kendimizi nasıl koruyabiliriz, imanımızı nasıl sağlama alabiliriz  bunu düşünmemiz gerekir. Öyle bir vaziyet olmuş ki iman tehlikeye girmiş, gençlik mahvolmuş. Piyasalarda günahlar bu kadar çoğaldığı için gençler kendilerini bu günahlardan nasıl alıkoyabilir, işte bunları düşünmemiz gerekir onların yolu nedir acaba, biz niye bu duruma geldik, niçin bu kadar İslam’la bağlantımız kesildi, bütün bunları düşünmemiz gerekiyor. Bütün bunları tefekkür edip onun muhasebesini yapmamız gerekir. Acaba din mi değişti, hayır, Kur’an-ı Kerim aynen duruyor, hadisi şerifler aynı duruyor, İslam alimlerinin, İmamı Şafii, imam-ı Ebu Hanefi, İmam-ı Malik’in Kur’an ve hadiste yapmış oldukları yorum hala aynıdır hiç değişmemiştir peki din değişmediğine göre bizlerin İslam’dan bu kadar uzaklaşmamızın sebebi nedir acaba? Niçin hiç bunu derin bir şekilde düşünmüyoruz, niçin kendimize gelemiyoruz niçin İslam kardeşliğini bozmuşuz bir kenara atmışız. Müslüman kardeşliği diye bir şey içimizde kalmamıştır, sevgisi kalmamıştır Bütün bunların muhasebesini niçin yapmıyoruz.

Değerli Müslümanlar işte bütün bunlar için mutlaka bir tedbir almamız gerekir hani dünya işlerimiz için bir sıkıntı oluştuğunda nasıl büyükler bir araya gelir, büyükler bunun çözümü için uğraşır da din sorunu için niçin bizler bir araya gelip onu düşünmüyoruz Halbuki musibet dindeki olan musibettir, dünyevi musibetler sadece imtihandır geçicidir, insanın en büyük musibeti dindeki olan musibetidir Eğer oğlu namaz kılmıyorsa, oğlu kötü arkadaşlarla arkadaşlık yapıyorsa, eve geç saatlerde gelip evde olmadığı saatlerde zamanını günahlarda geçiriyorsa kişi için en büyük musibet budur. Mal musibeti değildir, evlat musibeti değildir, bir insanın evladı yok ise bu insanın musibeti değildir, malı yok ise fakir ise perişan ise, babasının, annesinin, oğlunun, kızının, akrabasının ölmesi kişi için musibet değildir. Bir insanın musibeti eşi-çocukları İslam’dan uzak ise İslam’la bağlantısı yok ise veyahut kişinin kendisinin İslam’la alakası yok ise İslam’dan uzak ise en büyük musibet budur.

Değerli Müslümanlar niçin biz bu musibetlere karşı büyükler olarak olgun insanlar olarak niçin bir araya gelip o sorunları çözmüyoruz. Eğer ilçemizde uyuşturucu rahat bir şekilde satılıp kullanılıyorsa, okul bahçelerinde bunlar rahat bir şekilde içiliyorsa, eğer kumarhaneler, ilçemizdeki kumarhaneler rahat bir şekilde faaliyet gösteriyorsa veyahut günah merkezleri olan herhangi biri iyi bir şekilde, rahat bir şekilde, dolu bir şekilde faaliyet gösteriyorsa biz evvela din adamları, sonra ilçenin büyükleri, kendilerini tanıyan kanaat sahibi olan insanlar mutlaka bunu düşünmelidir, mutlaka bunun için bir çare bulmalıdırlar. Çay ocaklarında oturuyoruz muhabbet ediyoruz acaba niçin bu sorunları, dindeki olan musibet sorunları dile getirmiyoruz. Din, İslam sadece namaz değildir. Evet namaz önemli bir faktördür yalnız sadece ben namazımı kılayım gerisi bütün diğer her şey beni ilgilendirmez demekle İslamiyet’imiz tam kâmil olmuyor, yerine gelmiyor.

Değerli Müslümanlar İslam ahlaktır, İslam ibadettir, İslam haktır, hukuktur. İslam her şeyimizi belirlemiş hatta nasıl yemek yememiz gerektiğini, nasıl taharet almamızın gerekli olduğunu. İslam bütün bunları nasıl yapmamız gerektiğini bizlere yol olarak göstermiştir İslam hak dinidir, hukuk dinidir. Eğer hak ve hukuktan ayrı isek, eğer komşumuzun hakkını gasp etmişsek, tarlasını gasb etmişsek, eğer bizim yanımızda çalışan birinin hakkını vermiyorsak veya çalıştığımız işyerinin hakkını vermiyorsak veyahut bir dükkândan aldığımız malın parasını borcumuzu ödemiyorsak demek ki dinde  eksiğimiz vardır. Demek ki biz  sadece o namazla kendimizi iyi bir Müslüman olarak algılayamayız.

Değerli Müslümanlar İslam’ın bizden istediği din ile bugün yaşadığımız ve aklımızda tasavvur ettiğimiz din arasında ne kadar fark var, büyük bir merhale, mesafe vardır. Biz yaşadığımız şekilde bir İslam istiyoruz ama Allah’u Teala’nın Kur’an-ı Kerim’de belirlediği İslam tarifi, İslam yaşayışı farklıdır. Biz sadece kendimizi avuturuz, kendimizi aldatırız, kandırırız, hiç kimseyi, hele hele Allah’ı [haşa] kandıramayız. Mesela acaba okuyacağım hadisi şerifin neresindeyiz Allah’ın resulü ne diyor birbirinizden buğz etmeyiniz birbirinizden buğz etmeyiniz birbirinizden nefret etmeyiniz diyor kimler için diyor Müslümanlar için diyor “Ey Müslümanlar birbirinizden nefret etmeyiniz” diyor bu hadisi böyle bir düşünelim acaba kimlerden nefret ediyoruz hangi kardeşimizden hangi Müslüman kardeşimizden nefret ediyoruz etmeyiniz diyor. “Hased etmeyin” diyor, acaba hasedin neresindeyiz “Birbirinize  sırt çevirmeyiniz” yani birinin ihtiyacı olduğunda ona yardımcı olunuz sırt çevirmek yani her açıdan ondan uzaklaşmak öyle yapmayın diyor, ilişkinizi kesmeyiniz diyor. Allah resulü ne diyor “Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz, ey müminler kardeş olunuz” diyor. Müslüman için helal değildir üç günden fazla Müslüman kardeşinden ilişkisini kesmesi yani konuşmaması, üç gün eğer Müslüman kardeşinle konuşmuyorsan sen hep günah içerisindesin. Evet bunu bir düşünelim biz hepimiz şimdi camideyiz önemli bir günde önemli bir ibadeti ifa ediyoruz şu an belki içinde bulunduğumuz saat itibarıyla tevbe ve istiğfarların kabul olunduğu Allah’u Teala’nın duaları kabul ettiği bir saat içerisindeyiz.

Ben fazla bir şeye değinmiyorum sadece bu hadisin neresindeyiz ve acaba bu saymış olduğumuz 4-5 maddeye ne kadar yakınız ne kadar uzağız bakın bir hadis-i şerifle onu pekiştireyim pazartesi ve perşembe günleri Cennet kapıları açılır, Allah’a şirk koşmayan bütün Allah kullarının bütün günahları ne yapılıyor affediliyor her pazartesi ve perşembe günleri. Allah’a şirk koşanlar hariç yani kafirler hariç ne kadar imanı olan var ise perşembe ve pazartesi günleri Cennet kapıları açılır ve bu bütün Müslümanların günahları affolunur İlla ancak kimler hariç onun ile Müslüman kardeşi arasında düşmanlık var ise o ne yapılmaz günahı affedilmez o çok önemli bir şeydir Yani biz evet dinlerken fazla bizi ilgilendirmiyor ama hele bir cennetin aslını cehennemin aslını bir tefekkür edelim cehenneme gitmek o kadar kolay olmamalı. Cehennem gözümüzde o kadar basit olmamalı. Ben işte günah işledim, bu hatayı işledim, Müslüman kardeşimle aramı bozdum ona zarar vermeye çalıştım ama cehenneme girersem de gireyim diyor. Oradaki cehennem nedir biliyor musunuz cehennem ateşi sıcaklığı dünya ateşinden milyon kat daha sıcaktır hatta rivayet ediliyor, Allah’u Teala dünyayı yarattığında cehennemden ufacık bir ateş dünyaya getirilmiş ve dünya ısınmış ondan sonra gene dünya dayanmayıp tekrar geri cehenneme gitmiştir cehennem ateşi odur. Bizim ömrümüz ne kadardır en fazla Emr-i Galip 60 yıldır 60 yıl, peki bu 60 yıl değer mi insan bir defa bile cehenneme girmeye, o ateşin tadını almaya, bu değer mi? peki bu cüzi ihtiyari elinizdedir Allah’u Teala bize peygamber göndermiş, Kuran göndermiş, yol göstermiş, bize ne diyor, bize diyor işte yol budur eğri yolda budur, doğru yolda  budur.  Bunları yaparsan cennete gidersin bunları yaparsan cehenneme girersin. Bu elimizdedir şu an cüzi ihtiyari elimizde Siz buraya gelmeseydiniz kahvede oturup oyun oynasaydınız, o eğri yolu seçmiş olurdunuz ama ne yapmışsınız buraya gelmişsiniz, cumaya gelmişsiniz, Allah’ın ayetlerini Peygamber efendimizin hadislerini dinlemeye gelmişsiniz sonra Cuma namazını [kılacaksınız] demek ki insan bütün hal ve hareketlerini neye göre yapabilir Allah’ın dediğine göre yapabiliyor yani bir insan efendim kaderimden şekavet vardır, ben işte şakiyim, ben kötüyüm, benim için yol kapanmıştır tövbe kapıları kapanmıştır gibi düşünce içerisinde olması buda şeytani bir düşüncedir. Bir insan [ne kadar] hatalı olursa olsun, ne kadar günahkar olursa olsun tövbe kapıları onun için açıktır dilediği zaman hakiki bir tevbe ile Allah’u Teala bütün günahlarını affeder yeter ki insan ümitsiz olmasın.

İşte değerli Müslümanlar: insan gerçekten iyi düşünmeli, yolunu iyi seçmeli sadece bazı maddeleri alarak efendim namazdır, oruçtur işte ben namaz kılıyorum benim için yeterlidir, oruç tutuyorum, işte çoluk çocuğunu bekliyorum, işte İslam budur demekle İslam tamamlanmaz. İslam, ne kadar güzellik varsa adalet, iyilik hepsi İslam’da vardır. İslami yaşantı kişiye zarar vermez şimdi bir insan eğer yanında bir hak varsa o hakkı [sahibine] veriyorsa, kimseye zulmetmiyorsa bu insanın dünyası da güzel olur. Bir insan çevresinde bulunan herkesle akrabasıyla, komşularıyla, aile fertleriyle, herkesle barış içerisinde olsa İslam’ın dediği şekilde bu kişinin dünyada ne zararı olur? kişinin zararı olmaz ki kişinin faydası olur. Bir insan bu çarşıda herkesle barışıktır nereye gitse bütün insanlar onun için dosttur ama İslam’ın yasakladığı düşmanlık, adavet, buğz, kin bir insan bununla beraber ise komşularıyla problemli, akrabalarıyla, aile fertleriyle dünya onun için daralır Nereye gitse dünya onun için dar olur.  Evinde çoluk çocuğu ile problemli, komşularıyla problemli, akrabalarıyla, babasıyla, annesiyle, ailesiyle, kabilesiyle, herkesle problemli peki bu insanın dünyası güzel mi olur? Hayır güzel olmaz. Vaazın başında söylediğim gibi İslam sadece ahiret dini değildir aynı zamanda dünyada huzur almak için iyi bir yaşantı almak için İslami uygulamak onun için de önemlidir onun için de faydalıdır Yani bir insan iyi bir Müslüman olursa her şeyi ile akaid,  ahlak ibadet hak ve hukuk her şeyi ile iyi bir Müslüman olursa bu insanın dünyası herkesten, bunu yaşamayan herkesten  daha iyidir.

 

2017 Cami Vaazı

NOT: Bu kitapta Üstadımızın pek çoğu cami-î şerîf sohbeti olarak irâd ettiği va’az-u nasihatler yazı diline aktarılırken mümkün olduğunca üslubuna dokunulmayıp orijnalitesi muhafaza edilmeye çalışılmaktadır. Ancak malum olduğu üzere irticalî sohbet formatları ile müstakil yazılı beyânların veya sohbetlerin formatları aynı olmamakta; ilkinde dinleyicilere hitapla beraber hitabette esneklik ve sadelik esâs olduğu gibi ikincisinde de yazılı metin üzerinde tashih yapma ve uslüba çekme meselesi mevzû bahistir. Dolayısıyla irticâlin esnekliğinde irâd edilen sohbetlerdeki yer yer tekrar ve yinelemelere bu bilgi ve hoşgörü ile bakılması ve öyle mütalaa edilmesi hususunu muhterem okuyucularımıza arzla beraber duâlarını istirham ederiz.

WhatsApp'ta paylaş