أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

الحمد لله رب العالمين والصلاة والسلام علي خير خلقه محمد وعلى آله وصحبه أجمعين

قَالَ اللهُ تَعَالَى فِى كِتَابِهِ الْكَرِيمِ اَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَانِ الرَّحِيمِ

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِذَا نُودِيَ لِلصَّلٰوةِ مِنْ يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَاسْعَوْا اِلٰى ذِكْرِ اللّٰ

 

Bizi ve bütün mü’minleri, insanları yaratan yüce Allah’a Hamdu senalar olsun eşref’i mahlukat Muhammed Mustafa Sallallahu Teâlâ Aleyhi ve Sellem’e âline, ashabına, ezvacına ve bütün müminlere salat ve selam olsun.

Muhterem cemaat-i müslimin yüce Allah’ın indinde belli günler, belli aylar, belli geceler vardır. Allah’ın indinde bu günler, bu geceler, bu aylar, bu vakitler kutsaldır. İşte o günlerden bir tanesi de cuma günüdür. Cuma günü için Yüce Allah Kur’an’ı Kerim’de müjdeleyici ve kural koyucu bazı emirler, bazı yasaklar koymuştur Allah-u Teâlâ Kuran’ı Kerim’de şöyle buyuruyor;

“Ey iman edenler” bizler için diyor “cuma gününde namaza çağrıldığınızda” yani ikinci ezan okuduğunda “Allah’ın zikrine gidiniz, ihtimam ediniz” -fes’ev- lügat manası acele ediniz, koşarak Allah’ın zikrine gidiniz, orada İbn-i Kesir şöyle mana yapıyor “ona ihtimam ediniz”. Biz medresede cuma günleri ders okumuyoruz, perşembe akşamı tatil yapıyoruz cuma gününün tamamı tatildir. Cuma günü Müslümanların tatilidir. Cuma günü Allah-u Teâlâ belli kanunlar, kurallar koymuştur. Kişi kendisi cuma akşamı, cuma gecesi, cuma günü hep Allah’ı zikredecek.

Kim cuma günü fecrden sonra gusül yaparsa aynı cenabetten gusül yapıldığı gibi aynen öyle bir gusül, hemen camiye giderse sanki bir deveyi Allah yolunda kurban kesmiş gibi sevabı vardır. Demek ki cuma günü daha ilk saatlerde cuma namazına hazırlık başlıyor. Bir bakın şimdi ne yapıyoruz tam ezan okunuyor öylece camiye giriyoruz o kazanılacak sevabların şuurunda değiliz. Bizim gözümüzde sevablar küçüktür halbuki bir insanın Allah yolunda bir deve kesmesi küçümsenecek bir şey midir?

Cuma günü evvela bir banyo yapacağız, tırnaklarımızı keseceğiz, bıyıklarımızı kısaltacağız varsa zaruri tıraşlarımızı yapacağız, bunların cuma günü yapılması sünnettir. Sonra kişi kendisini süsleyecek yağ sürecek, güzel bir koku sürecek, Kehf suresini okuyacak ve Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e salavat getirecek.  Zaten ulemamız şöyle demişler kişinin boynunda yani bir Müslüman’ın boynunda şu lazımdır gereklidir her gün yüzde defa Peygamber efendimize salavat getirmek, kişinin bu sorumluluktan kurtulması için boynunda lazımdır her gün yüz defa Peygamber Efendimiz Sallallahu Vesselleme salavat getirmek çünkü salavatın o kadar çok sevabı vardır o konuya girmeyeceğim sade bu kadar söylemem yeterlidir. Peygamber efendimiz Sallallahu aleyhi vessellem “kim bana bir salavat getirirse Allah-u Teâlâ onun karşılığında ona 10 salavat getirir” buyuruyor. Allah-u Teâlâ kişiye on salavat, on rahmet getirirse kişi ne duruma gelir çok büyük bir sevaba nail olur ama cuma günü üç yüz salavat kişinin boynunda lazımdır hani dediğimiz o saatlerde bu kişi camiye girecek neyle meşgul olacak? Peygamber efendimize üç yüz salavat getirir, Kehf suresini okur, aynı o gün fakirlere kimsesizlere ihtiyaç sahiplerine sadaka verir. O salavatta şu açıdan önemlidir Peygamber efendimiz Sallâllâhu aleyhi vessellem şöyle buyuruyor “O gün kişinin bana getireceği salavat bizzat bana arz edilir”

Peygamber efendimiz Sallâllâhu aleyhi vessellem şöyle buyurmaktadır “ Güneş doğduğu günlerin en hayırlısı cumadır, Âdem aleyhisselam cuma günü yaratıldı, cuma günü cennete dahil oldu, cuma günü cennetten çıkarıldı” aynı ona benzer bir hadis Peygamber efendimiz Sallallahu aleyhi vessellem şöyle buyurmaktadır, çok hadisler var güzel abdest almakla ilgili “ Kim güzel bir abdest alırsa” güzel abdest önemlidir bir diğer hadislerde işte kişi “camiyi kast ettiği zaman attığı her bir adım için bir sevab yazılır ve bir günah af olunur” şimdi okuyacağım hadis o uzunlukta değildir.  Şöyle devam ediyor Peygamber efendimiz “kim Cuma’ya gelirse imam kulak verirse ve susarsa” çünkü kişi cuma anında imam hutbe okurken konuşursa haramdır, biri ona konuşma derse o da haramdır. Hatta Şafi mezhebinde kırk kişi bizzat kulaklarıyla hutbenin rükünlerini dinlemesi gerekiyor. Yani kırk kişi, imamla beraber kırk kişi işitmedi mi rükünleri o cuma geçerli olmaz. Mesela hamd: her iki hutbede hamd, salavat okumak, onu imam sesli söyleyecek ve birde takva ile vasiyet her iki hutbede hatta Şafi mezhebine göre özellikle ikinci hutbede vasiyet ve takva okunması gerekiyor. Şimdi bazı eski hutbelerde sadece birinci hutbede vasiyet var ikinci hutbede vasiyet yoktu, işte şafi mezhebli bir insan ikinci hutbede vasiyet okunmadığı zaman onun hutbesi olmaz dolayısıyla cuması olmaz. Son zamanlarda Diyanet İşleri Başkanlığı bunu doğu ve batıdaki bütün imamlara telkin etmiş, emretmiş hemen hemen Türkiye’nin neresine gidersen git hutbe okunduğu zaman takva ile vasiyet okunuyor.

Birde bütün Müslümanlara sesli dua etmek, eskiden bazı imamlar sesli dua yapmıyordu, dua etmiyorlardı işte bu da önemlidir. Yani sesli dua yapılmadığı zaman şafi mezhebinde olan bir insanın hutbesi olmuyor.  Hutbe dinlemek, cumayı dinlemek dediğim gibi Şafi’de farzdır o sayıda kişinin mutlaka dinlemesi gerekiyor bu da şu anlama geliyor değerli Müslümanlar, dinleme dediğim gibi farklı. Kişinin nasıl bedenen gıdaya ihtiyacı varsa onun gibi gider haftada bir defa ruhunu gıdalandırır.  Cuma’ya gider zaten salavatını getirir, Kur’an’ını okur, sonra vaiz vaaz etmeye çıkar, sonra vaiz neden bahseder vaiz Kur’an’ı açar, hadisi açar Kur’an ve hadisten bahseder. Kur’an ve hadisi dinler ruhunu gıdalandırır ve sonra o farz olan hutbeyi dinlemeye çalışır. O hutbe mutlaka ayet ve hadislerle müteşekkil olan bir vaazdır, bir sohbettir kişi ne yapar işte haftada bir defa o sohbeti dinler, biraz toparlanır hatta onu anlamaya çalışır. Bazen kişi ömründe bir defa cumaya gider, o imamın gerçek vaazı, nasihati o yerinde olan hutbesini dinler, o hutbe o kişinin hidayetine vesile olur işte bu açıdan önemlidir değerli Müslümanlar.

Cuma’nın şartları vardır bazı yerlerde o şartlar yerine gelmiyor öğle namazı ne yapılıyor iade ediliyor veya zuhr-u-ahir kılınıyor. Dikkatimi şu çekiyor, son zamanlarda doğu batı fark etmeksizin bütün camilerde kişi cuma namazı kılıyor ve kalkıyor gidiyor arkasından vakit namazını iade etmiyor, sünneti kılmıyor şartları yerine gelmemişse o zuhru-ahiri kılması vacip oluyor bu durumda o kişi olabilir şartı yerine gelmemiştir namazsız kalıyor. Bunu zaman zaman vaazlarda söylüyorum ama kimse buna dikkat etmiyor ve hatta insanlar dinini böyle internetlerden, yani kirli bilgi dediğimiz kaynaktan, açıyor cuma namazı diye Google’a yazıyor orada karşısına ne gelirse okuyor orada değişik sapık fikirler yazılmış onlardan etkileniyor, onlardan bilgi edinmeye çalışıyor halbuki bizim elimizde sağlam bilgi varken biz niçin gidelim Google’dan yazarak bu bilgileri almaya çalışalım onun için değerli Müslümanlar buna dikkat edelim. Adam ağızdan duymuş kim üç cuma gitmezse eşi boşanır diye adam sadece eşi boşanmasın diye nereye gidiyor sadece iki rekât farzı kılıp tamam benim eşim boşanmadı diye öyle sapık yanlış fikirlere dayanarak cumayı o açıdan değerlendiriyor.

Değerli Müslümanlar cuma gününde ayrıca bir vakit var, o vakitte yapılan bütün dualar makbuldür. Cuma günü insan devamlı teyakkuzda, uyanık olması gerekiyor. Mesela her anda öyle bugün cuma günüdür bugün işte bir saat var bir zaman var benim o zaman içerisinde yapacağım dua benim için önemlidir deyip kişi devamlı onun şuurunda onun ihtimamında olması gerekiyor. Tabi genellikle ulemalar o saati cuma saati olarak değerlendiriyorlar o açıdan da cuma saati önemlidir. Ayeti kerimede “namaz bitinceye kadar, namaz saatinde bağlısınız, namazın dışında hiçbir işiniz yok gücünüz yok, namaz bitince yeryüzüne dağılın” yani ticaret yapabilirsiniz, kendi ihtiyaçlarınızı giderebilirsiniz “Allah’ın fazlına” orada müfessirler Allah’ın fazlını ticaret olarak mana yapıyorlar yani işte talep ediniz işte o zaman ticaretinizle Allah’ın fazlından talep ediniz “Allah’ı çok zikrediniz, kurtuluşa ermeniz için”  

Allah-u Teâlâ bizi kurtuluşa erenlerden eylesin, Allah-u Teâlâ cuma gününün ne kadar önemli olduğu şuurunu bize versin, cuma gününü ihya edenlerden eylesin, cuma günü Allah’ı ananlardan eylesin, cuma günü nefsimizle muhasebe etme şuurunu versin inşallah.

Hepinizi Allah’a emanet ediyorum Esselamun Aleykum ve Rahmetullahu ve Berekatuhu.

 

15 Eylül 2016

15 Eylül 2016

NOT: Üstadımızın pek çoğu cami-î şerîf sohbeti olarak irâd ettiği va’az-u nasihatler yazı diline aktarılırken mümkün olduğunca üslubuna dokunulmayıp orijnalitesi muhafaza edilmeye çalışılmaktadır. Ancak malum olduğu üzere irticalî sohbet formatları ile müstakil yazılı beyânların veya sohbetlerin formatları aynı olmamakta; ilkinde dinleyicilere hitapla beraber hitabette esneklik ve sadelik esâs olduğu gibi ikincisinde de yazılı metin üzerinde tashih yapma ve uslüba çekme meselesi mevzû bahistir. Dolayısıyla irticâlin esnekliğinde irâd edilen sohbetlerdeki yer yer tekrar ve yinelemelere bu bilgi ve hoşgörü ile bakılması ve öyle mütalaa edilmesi hususunu muhterem okuyucularımıza arzla beraber duâlarını istirham ederiz.

WhatsApp'ta paylaş