أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ، بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
الحمد لله رب العالمين والصلاة والسلام علي خير خلقه محمد وعلى آله وصحبه أجمعين
Bizleri ve kâinatı yaratan Yüce Allah’a hamdu senalar olsun. Eşrefi mahlûkat Muhammed Mustafa’ya, a’line, ezvacına, eshabına salat ve selam olsun.
Değerli cemaati müslimin, ömürler o kadar hızlı bir şekilde gidiyor ki insan farkına varmıyor. Birkaç gün sonra inşallah bir kez daha Ramazan ayına girmiş olacağız. Düşünün geçen sene Ramazan’ı geçirdik kendi aklımızda, hayalimizde bir daha ne zaman Ramazan’a yetiştirebiliriz on bir ay nasıl gelir düşüncesi vardı. Tekrar Allah Teâlâ bizleri Ramazan ayına kavuşturdu. Önümüzdeki perşembe akşamı teravih namazları kılacağız, cuma günü oruçlu olacağız. İşte ömür böyledir, insanın ömrü hızlı hızlı geçiyor ama insan onun farkında değildir. Ölüm için bir hazırlık yapmıyor. Bir bakıyor 20-30-40-50-60 böyle hızlı hızlı ömürler gaflet içerisinde geçiyor. Ölüm ani gelir, kabir de amel sandığıdır insan dünyada ne yaparsa hayır veyahut şer kabir de ahirette onun cezasını verecektir. Bu dünyada miskal-i zerre hayır işlerse ahirette mükafatını görür, bir insan miskal-i zerre şer işlese onunda cezasını görür. Onun için değerli Müslümanlar gerçekten artık bu gafletten uyanmamız gerekir eşimiz, dostumuz, sevdiklerimiz teker teker gidiyor bu bizler için bir ikazdır ey adam sen de öleceksin diyor ama bir türlü o gaflet uykusundan uyanamıyoruz. Bir türlü dünya sevgisi kalbimizden çıkmıyor. Peki bu dünya sevgisi ile mi bu gaflet uykusu ile mi öleceğiz, bu şekilde bir ölüm bize ne gibi fayda sağlar? Hayır fayda sağlamaz bize zarar getirir Ramazan ayı bizler için fırsattır. Yüce Allah; Ey kullarım eğer bir türlü gaflet uykusundan uyanamıyorsanız ramazan ayı sizin için büyük bir fırsat. Günahlarınızın affolunması için Allah’a yönelmeyi alışkanlık haline getirmeniz için size bu mübarek ayı hediye ediyorum diyor. Bizler bu hediyeyi dikkatli bir şekilde muhafaza edip onun kıymetini, değerini bilip onu Yüce Allah’a karşı vesile kılalım ki Allah-u Teâlâ günahlarımızı bağışlasın. Oruç zaten öyledir Yüce Allah Kuranı kerimde:
يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذٖينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَۙ
“Ey iman edenler size oruç farz kılındı sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi umulur ki siz bu oruçla kendinizi günahlardan korursunuz.” Bakara Suresi 183. Âyet [buyuruyor].
Evet, bakınız insan oruç tuttuğu zaman bu oruç insanın nefsini yok eder, kibrini, kalbi hastalıklarını yok eder. Oruç tutmanın en büyük faydası, insan bir türlü kendini o kalbi hastalıklardan alıkoyamıyorsa, bir türlü o nefisten, o şeytani isteklerden kendisini koruyamıyorsa işte oruç onun için bir kalkandır onu günahlardan, onu kötülüklerden alıkoyar. Oruç için Peygamber Efendimiz’in (sallâllâhu aleyhi ve sellem) müjde olarak verdiği en güzel şey bütün geçmiş günahların af olunmasına vesile olmasıdır. Bakınız Peygamber Efendimiz (sallâllâhu aleyhi ve sellem) oruç için nasıl müjde veriyor;
وعنْ أَبي هُرَيرةَ رضيَ اللَّه عنهُ ، عن النَّبِيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قالَ : « مَنْ صَامَ رَمَضَانَ إِيمَاناً واحْتِساباً ، غُفِرَ لَهُ ما تَقَدَّمَ مِنْ ذنْبِهِ » متفقٌ عليه
Ebu Hureyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Kim inanarak ve sevabını da Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhari, İman, 28; Müslim, Sıyam, 203)
Hani bazen biz bazen aramızda ne deriz ya gene Ramazan geldi, bu sıcakta oruç mu tutulur, bu sıcakta Ramazan zordur efendim şöyledir böyledir daha Ramazan’a başlamadan şeytan bir sürü vesvese verir. Bir de ne yapıyor vesvese yapıyor bizi bu inançtan alıkoyuyor ama hayır hayır biz Ramazan’a karşı olan inancımızı yitirmeyeceğiz, ona inanacağız sevabını Allah’tan dileyeceğiz. Allah’u Teala bütün günahlarımızı inşallah affeder.
Bu ne demektir; bu yüce Allah’ın biz kullarına en büyük nimetlerinden bir tanesidir. Bu çok büyük bir değerdir. İnsanın bütün günahlarının oruçla af olunması ne demektir biliyor musunuz yani manevi perde kalkarsa Ramazan ayında yapılan ibadetlerin verilen sadakaların, tutulan oruçların mükafatları görülse insan Ey Allah’ım senenin tümü keşke ramazan olsa diye dileklerde bulunur. Manevi perde kalkarsa ey Allah’ım ramazan ne büyük bir aydır, böyle bu kadar büyük aylarda mı olur? Ey Allah’ım ne büyük nimet vermişsin der. Tam aksi Ramazan’dan nefret edeceğine, çekineceğine Ramazan için yüce Allah’a keşke tüm aylar ramazan olsa diye isteklerde, dileklerde, temennilerde bulunur.
Tabi namazların diğer ibadetlerin sevapları belli sevapları zikr edilmiş. Peygamber Efendimiz zaman zaman işte şu ibadetin şu kadar sevabı var, şu namazın bu kadar sevabı var diye söylemiş ama oruçla ilgili mükafatın derecesi belirtilmemiş. Her ibadetin bir sevabı var on mislinden yedi yüze kadar veyahut ta daha fazlası zikreder ama oruç için sevabını zikretmiyor çünkü Allah Teâlâ buyurur ki: “Oruç benim içindir, onun mükafatını ben veririm.” Allah’u Teâlâ, hadîs-i kudsîde şöyle buyuruyor: “Her iyiliğin mükâfatı, on mislinden yedi yüz misline kadardır. Yalnız oruç bana mahsustur. Onun mükâfatını da ancak ben veririm. Çünkü kulum benim için; yeme, içme ve cima arzularını terk etti. Benim için gözünü haramlara kapadı, dilini muhafaza etti.”
Tabi değerli Müslümanlar hadis-i şeriflerde şöyle geçer, şeytan Ramazan ayında bağlıdır. Bağlı olan şeytan gene durmaz arada bir de olsa insana bulaşır. Oruç tutan bir insana, namaz kılan bir insana şeytan oruç tutma, namaz kılma diye müdahalede bulunmaz ama onu başka şekilde günaha sokmaya çalışır mesela bir şekilde adamın öfkesini arttırır. Hac’da öyledir, hacca gelmiş adam şeytan orada adama hac yapma demez, yapamaz çünkü gücünde değildir namaz kılma veyahut şu şekilde haram yap, zina yap, adam öldür demiyor ama şeytan orada ne yapıyor adamın bir damarına giriyor adamın öfkesini sinirini artırıyor. Buradaki bazı insanları gördük melek gibiler ama hacda o kadar sinirli, çabuk sinirleniyor. Oruçta aynen öyle oruç insanların Ramazan ayında şeytan o damarından girer adamın sinirini gerginliğini artırır. Bir adam sinirlendiği zaman hemen şeytan o şekilde akşama kadar tuttuğu orucun sevabını yok etmeye çalışıyor. Hayır sen sinirlenmeyeceğim diye şeytana lanet getir. Onun için özellikle Peygamber efendimiz (sallallahü ve sellem) oruç tutan kişiler için şöyle diyor;
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ – رضى الله عنه – أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ «الصِّيَامُ جُنَّةٌ، فَلاَ يَرْفُثْ وَلاَ يَجْهَلْ، وَإِنِ امْرُؤٌ قَاتَلَهُ أَوْ شَاتَمَهُ فَلْيَقُلْ إِنِّى صَائِمٌ. مَرَّتَيْنِ، وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ لَخُلُوفُ فَمِ الصَّائِمِ أَطْيَبُ عِنْدَ اللَّهِ تَعَالَى مِنْ رِيحِ الْمِسْكِ، يَتْرُكُ طَعَامَهُ وَشَرَابَهُ وَشَهْوَتَهُ مِنْ أَجْلِى، الصِّيَامُ لِى، وَأَنَا أَجْزِى بِهِ، وَالْحَسَنَةُ بِعَشْرِ أَمْثَالِهَا » .
“Oruç bir kalkandır. Oruçlu, saygısızlık yapmasın, ahlâksızca konuşmasın. Eğer biri kendisiyle dövüşmeye veya sövüşmeye kalkışırsa, iki defa, “Ben oruçluyum.” desin. Bu canı bu tende tutan Allah”a yemin ederim ki oruçlunun (açlıktan dolayı değişen) ağız kokusu Allah nezdinde, misk kokusundan daha hoştur. (Allah, oruçlu için şöyle buyurur): “O, yemesini, içmesini ve cinsel isteklerini benim için terk ediyor. Oruç benim içindir. Onun mükâfatını ben vereceğim. Bir iyiliğe ise on misli ecir vardır.”” Buhârî, Savm, 2
Bir insan oruç tuttuğu zaman sinirlenmesin, kötülük yapmasın yani kötü söz söylemesin yüce Allah bizzat söylüyor. Kötü söz söylemesin, insanları incitecek laflar etmesin, insanlarla kavga etmesin, dövüşmesin. Değerli Müslümanlar bu sözü dikkatlice dinleyin Ramazan ayında hep aklımızda olsun sizin de benimde hep aklımızda olsun bir insan onunla dövüşmek istediği zaman veyahut ona küfrettiği zaman yani kötü bir söz söylediği zaman onunla kavga etmesin onunla aynı söz ile mukabele etmesin ne yapsın, adama şöyle desin ben oruçluyum yani sana karışmam sana bulaşmam git cezanı başka yerden al.
Allah’a yemin ederim ki Peygamber Efendimiz diyor;
((خُلُوفُ فَمِ الصَّائِمِ أَطْيَبُ عِنْدَ اللَّهِ مِنْ رِيحِ الْمِسْكِ))
“Muhammed’in nefsi onun kudretinde olan yüce Allah’a yemin ederim ki oruçlu kişinin ağız kokusu Allah’ın yanında misk kokusundan daha güzeldir”
Hani insan oruçlu iken ağzında koku geliyor ya, insan kendi kokusundan bile rahatsız oluyor ama rahatsız olmasın o koku var ya açlıktan geliyor açlık kimin için yapılıyor Allah için. Kişi ne yapıyor yemesini içmesini şehvetini hepsini terk ediyor tek Allah rızası için işte o koku ondan geliyor Allah’ın yanında o koku misk kokusundan daha güzeldir. Oruçlu kişiler için sevinç var, iftar yaptığı zaman seviniyor bir de Allah’la karşılaştığı zaman, bir de o zaman orucu ile sevinir. Gerçekten insan Ramazan ayında daha sevinçlidir, daha huzurludur daha mutludur akşama kadar aç kalır ama bir iftar açtığı zaman hele hele teravihten sonra otururlar çay içerler işte sahur vakti o cemaatle kılınan sabah namazı gerçekten insanın belki en huzurlu olduğu aydır hatta şöyle diyeyim Ehlullah Allah dostları onlar Ramazan ayında o kadar manevi lezzete giriyorlar ki o açlık, ibadet eziyet değil onunla lezzet görüyorlar onunla kalpleri o kadar huzurlu oluyor o kadar rahat oluyor ki zevk ve lezzet içerisinde oluyorlar.
Sadece oruç demiyorum Sadece oruç için değil namazda öyle insan Allah’a yaklaştıkça Allah’ın emirlerinden manevi lezzet alırlar. Ben oruç tutarım, namaz kılarım ama huzursuz olurum kalbim daralır, aksine insanın kalbi nur dolar. Nur aydınlatır, o nur İslam, o imanın nuru Allah’ın emriyle oluşur. Allah’ın yasaklarını terk etmekle olur bir insan eğer namaz kılıp oruç tutup Allah’ın bütün emirlerini yerine getirip bütün yasaklarından kendisini alıkoyarsa bu insanın kalbi nurla dolu olur. Nur’la dolu olduğu zaman o nur o kişiyi sevinçli tutar huzurlu tutar. Bakınız para kalbi aydınlatmaz, şöhret kalbi aydınlatmaz, riyaset kalbi doldurmaz kalbi aydınlatmaz yani adamın ibadeti olmadığı zaman, imanı olmadığı zaman dünyanın parası olsa o kalp nurlanmaz. O kalbi para sevindirmez huzurlu tutmaz, o şöhret dünyanın tümü onun olsa dünyanın padişahı olsa iman olmadığı zaman amel olmadığı zaman kişi rahat etmez.
Şimdi bugün biz Müslümanlar çok şükür iyiyiz Allah’a yaklaştıkça iyi olduğumuzu, huzurlu olduğumuzu fark ediyoruz. Hele karşı tarafı bir araştıralım onlarla ilgili onların ortamını bir araştıralım bir okuyalım onlar zannettiğimiz gibi huzurlu değil. Avrupa şu an ne yapıyor biliyor musunuz şu an kendi toplumunu ayakta tutabilmesi için öyle bir arayış içerisindedir çünkü gençlerin %45’i ahlaksızlıktan bir türlü tatmin olmuyor ahlaksızlığa gidiyor. Onunla da tatmin olmuyor %45 i depresyon geçiriyor yani deli hastalığı var ya onu geçiriyorlar bir türlü hiçbir şey tatmin etmiyor öyle bir hal almış ki ne araba ne para ne sosyal güvence onu tatmin etmiyor. Haftada bir iki defa gider içki içer hayvanlar alemine kendini sokar gene tatmin olmaz bu sefer uyuşturucuya doğru koşar sizler de mutlaka takip ediyorsunuz. Şu an dünyanın neresinde uyuşturucu üretiliyorsa mutlaka pazaryeri Avrupa’dır. Pazar yeri Avrupa’dır yani adam Afganistan’da uyuşturucu esrar, eroin bunu ekiyor bir şekilde işte örgüt, örgüt, örgüt tüketim yeri Avrupa’ya gönderiyor tüketimi Avrupa’da yapılıyor. Peki uyuşturucu kullanan insanlar niçin kullanıyor biliyor musunuz? Yaşadığı hayat hiçbir şekilde onu tatmin etmiyor dolayısıyla acaba ben uyuşturucu kullanıp da mı huzuru bulabilirim diye uyuşturucuya yöneliyor. Çok şükür bizim imanımız var, bizim amelimiz var, bizim namazımız, bizim orucumuz var o bizi ne yapıyor iman nuruyla, amel nuruyla kalbimizi huzur dolduruyor bunun için Yüce Allah’a ne kadar şükretsek azdır O’nun nimetini bilmemiz gerek.
Biz çok üstün din mensuplarıyız inanın insan Hristiyanların ibadetini, Yahudilerin ibadetlerini gördüğü zaman Ey Allah’ım bizi Müslüman olarak yaratman ne büyük bir şey diye o nimete karşı nasıl şükredeceğini bilmiyor. Kudüs’te Hristiyanları gördüm bakın sözde onların itikadına göre Hz. İsa öldürülmüş üç gün işkence çektirilerek öldürülmüş onlara göre bir de kabri diye bir yer keşfetmişler kabri de orada. Tabi onlara göre ibadet etmenin bir yolu da o kabrin yani ayak tarafından baş tarafına yani karnı üzerine basarak geçmekle bir şekilde ibadet etmiş oluyorlar bu nasıl bir inanç? Birde Hz İsa’nın Allah olduğunu diyorlar, Hz İsa Allah’ın oğlu diyorlar, Allah demek yani ondan üstünü yok demek her şeyi yaratan demek onlar hem Allah diyorlar Hz İsa’ya, bir de öldürülmüş bir de karnına basıp da diğer tarafa geçerek ibadet ettiklerine diye inanıyorlar bundan daha saçma ne olabilir ama biz bakınız şu an camiye gelenler Ey Allah’ım sana ibadet ediyoruz, Ey Allah’ım senden yardım istiyoruz, Ey Allah’ım beni doğru yola hidayete erdir, nimet vermiş olduğun o peygamberler o sahabelerin yoluna ilet lanetlenen Yahudilerin yolu değil, delalete giden Hristiyanların yolu değil diyor sonra rükû yapıyoruz eğiliyoruz sonra secde yapıyoruz işte ibadet budur arkadaşlar. İbadet Allah için fecirden akşama kadar aç kalmak, susuz kalmak mükafatını Yüce Allah’tan dilemek işte ibadet budur. İbadet nedir sadaka vermek, insanlarla iyilik yapmak, komşularıyla iyi olmak, annesine babasına öf bile dememek, eşiyle çocuklarıyla, çevresiyle iyi hal içerisinde olmak işte İslam dininin tavsiye ettiği emirler bunlardır ama onlar öyle değil onlar yalandan öyle derler. Kur’an-ı Kerim’de de onlardan bahsederken “yalandan iyi görünmeye çalışırlar sonra içlerindeki olan kin ve nefret buğz çok daha fazladır” diyor. Şimdi bazen biz kendi aramızda da Müslümanlar arasında da yani şöyle tabir kullanayım bizi de kandırmışlar Avrupa demokrat, Amerika demokrat işte iyidirler işte insan hakları hep böyle özgürlükler hep bu şeyler ağzımızdadır ama öyle değildir. Bir insan Allaha karşı iyi değilse kimseye karşı iyi değildir. Onlar Allah karşı iyi değiller insanlığa karşı nasıl iyi olabilirler. Onların yapmış oldukları o silahlar var ya ne için yapmışlar o kimyasal silahlar insanları böyle yakıyorlar yani şu an onlar o silahları yapmışlar Ortadoğu’da onun denemesini Müslümanlar üzerine yapıyorlar. Suriye’de ne kadar insan öldürülüyor, Filistin’de ne kadar insan öldürülüyor, Irak’ta ne kadar insan öldürülüyor peki bu silahları yapanlar kimledir? İnsanları böyle yakıyor o uçaklarla gönderilen o silahlar olağanüstü silahlar yani öyle yere giriyor ki o yerde belki senelerce ot çıkmaz. Avrupa’nın insan hakları bu mudur özgürlükler bu mudur bu vahşettir. En güzel sistem, en güzel din İslam dinidir. Biz eğer dinimize sahip çıkarsak birbirimizi seversek Allah’a karşı tam kulluk ibadet edersek bizlerden üstün kimse olmaz, bizlerden kaliteli kimse olmaz küfrün hiçbir kalitesi yoktur en büyük kalite İslam’dadır Müslüman’dadır. Müslüman kalitelidir, o iman insanlığa kalite veriyor güzellik veriyor.
Yüce Allah bizi samimi hakiki Müslümanlardan eylesin hepinizin Ramazan’ı da mübarek olsun
10 Temmuz 2016 cami vaazı
10 Temmuz 2016 cami vaazı
NOT: Bu kitapta Üstadımızın pek çoğu cami-î şerîf sohbeti olarak irâd ettiği va’az-u nasihatler yazı diline aktarılırken mümkün olduğunca üslubuna dokunulmayıp orijnalitesi muhafaza edilmeye çalışılmaktadır. Ancak malum olduğu üzere irticalî sohbet formatları ile müstakil yazılı beyânların veya sohbetlerin formatları aynı olmamakta; ilkinde dinleyicilere hitapla beraber hitabette esneklik ve sadelik esâs olduğu gibi ikincisinde de yazılı metin üzerinde tashih yapma ve uslüba çekme meselesi mevzû bahistir. Dolayısıyla irticâlin esnekliğinde irâd edilen sohbetlerdeki yer yer tekrar ve yinelemelere bu bilgi ve hoşgörü ile bakılması ve öyle mütalaa edilmesi hususunu muhterem okuyucularımıza arzla beraber duâlarını istirham ederiz.