Allahu Teâla Kur’an-ı Kerim’de insanları beni tanısınlar bana ibadet etsinler diye yarattım buyuruyor. İnsanların yaratılış amacı, Allahu Teâlâ’yı tanımak ve ona ibadet etmektir. Bundan dolayı, Yüce Allah insanların Allah’a nasıl ibadet etmeleri ve onu nasıl tanımaları gerektiğini Kur’an’i Kerim’de bildirmiştir. Allahu Teâla insanları dört şeyle mükellef kılmıştır:
Bunlardan en önemlisi Akaid’dir, inanmaktır.
İkincisi İbadet, Allaha nasıl ibadet edilmesi gerektiğini,
Üçüncüsü Ahlak, yani davranış olarak annesine babasına ve çevresine nasıl davranması gerektiği konusudur.
Dördüncüsü, Hukuk kısmıdır. Muamelat, ceza hukuku, nikâh v.s
Bunlardan en önemlisi Akaid konusudur. Kur’an-ı Kerim’in büyük bir bölümü inançla ilgilidir. Allah’a ve ahirete inanç olmadığı zaman ibadet ve diğer ahlak ve muamelatı yerine getirmenin bir anlamı olmadığını bildirilmektir.
Birinci derecede önemli olan akaiddir yani inanmaktır. İnanmak Allah’ı iyi tanımakla ve onun varlığını, sıfatlarını tanımakla ve inanmakla olur. Bunlar olmadığı zaman insanın imanı yerine gelemez.
İlk olarak Allah’a inanmak nasıl olmalıdır…
Allahu Teâla Vacibil Vücuttur, hakiki mabud ve bütün varlıkların yaratıcısıdır, O’ndan başka ilah yoktur, zamandan mekândan münezzehtir, hiçbir şeye benzemez. Allaha iman, Allahu Teâlâ’yı yüksek sıfatlarla vasıflamak ve noksan sıfatlardan tenzih etmektir. Allahu Teâlâ’nın varlığına ve birliğine inandım iman ettim kalbimle tasdik ettim ve dilimle ikrar ettim demektir.
Allahu Teâla vardır, birdir ve bütün ibadetler yalnızca ona yapılır.
Allah’ın ortağı yoktur, anne ve babası yoktur!
”Lem yelid ve lem yûled Ve lem yekun lehu kufuven ehad”
Allahu Teala doğmamış ve doğurulmamıştır, bir anne ve babadan dünyaya gelmemiştir, evladı yoktur.
Haşa, Hırıstiyanların, Hz. İsa (a.s) Allah’ın oğlu demeleri şirktir.
Allahu Teala bir’dir ve var olan kainatta hiçbir şeye benzemediği gibi, insanların hayaline gelen herhangi bir şeye de benzemez.
Değerli müslümanlar, Allahu Teala’yı böyle bilmek ve böyle itikat etmek gerekir.
Allah’ın zati ve sübutı sıfatlarını da bilmek gerekir. Zati sıfatları, Allahu Tealanın bizzat zatına taalluk eder, yaratılan herhangi bir mahluklara taalluk etmez.
Sübutı sıfatlar ise aynı zaman da Yüce Allah’ın mahlukatına da taalluk eder. Mesela; mahlukatın hal ve hareketlerine taalluk eder.
Akaid’te bunlar önemlidir. Allah’ın zati ve sübuti sıfatlarını bilmek her müslümanın üzerine farz-ı ayn’dır.
Bir müslüman Allah’ın bu sıfatlarını bilmediği zaman günahkar olur.
Müslüman bir kişi okuma yazma bilmesede bu sıfatları öğrenmelidir, ister avam sınıfından olsun ister havas sınıfından olsun her müslüman bunları bilmekle mükelleftir.
Mesela, Allahu Teala’nın Muhalefetü’n li’l-Havadis diye bir sıfatı vardır kainatta var olan bütün varlıklara muhariftir.
Şöyle bir soru sorulduğu zaman; Allahu teala ne zaman doğmuştur, ne zaman var olmuştur, cevap olarak; Allah doğmamıştır ve doğrulmamıştır, O’nun varlığı sonsuzdur, Evvel’dir.
Allahu Teala’nın Zati sıfatları altı tanedir.
- Vücut
- Kıdem
- Beka
- Vahdaniyet
- Kıyam binefsihi
- Muhalefetün-lil-havâdis
Sübuti Sıfatlar:
- Hayat
- İlim
- İrade
- Kudret
- Sem
- Basar
- Kelam
Bu sıfatları tek tek açıklayalım:
1-Vücud: Varlık, Allah’ın var olması demektir. Varlığı ebedidir, Ezel’den vardır, sonradan var olmamıştır. Yani, Allah’ın varlığı kadimdir, evveli yoktur, bakidir, ahiri yoktur. Bu sıfat Cenabı Hakkın en önemli sıfatlarındandır.
- Kıdem: Ezeliyet, evveli olmama, Allahu Teala Kadim’dir, Ezeli’dir, başlangıcı yoktur.
- Beka, Ebediyet, ahiri olmama, Yüce Allah sonsuzdur, Ebedi’dir, Baki’dir.
- Vahdaniyet: Bir olma, şeriki bulunmama, Allahu Teala bir’dir, şeriki, Rakib’i yoktur. Allahu Teala zatın da bir olduğu gibi sıfatlarında da birdir.
Allahu Teala, meleklere görev vermiştir, Azrail’i insanların ruhlarını kabzetmesi için görevlendirmiştir, esasında bunu yapan Allahu Teala’dır fakat adetullahı gereği bu görev meleklere verlmiştir.
Ehli Sünnet vel cemaat akaidine göre, yaptığımız hiç bir şeyin bizimle bağlantısı yoktur, onu yaratan yüce Allah’dır. Mesela; bizler herhangi bir fiil de bulunduğumuz da bu fiili yaratan Yüce Allah’dır.
Mesela: Allahu teala, Âdem’e secde edin, diye emrettiğin de, bu secde Âdeme değildi bilakis Âdeme yönelerek Allah’a secde ediliyordu. Çünkü Allah’tan başka hiçbir kimseye secde edilmez. ”İyyâke na’budu” diyoruz, insanların birbirlerine yardım da bulunmaları suri’dir esas olarak bu yardımları yapan Allah’dır.
- Kıyam: Varlığının devamının zatından olması, başkasın yardımıyla olmaması: Allahu Teala’nın varlığı kendisiyle kaimdir, hiç bir varlığa bağlı değildir. Herhangi bir şey onu var etmemiştir.
- Muhalefetün-lil-havâdis: Zatının mahlukatın zatlarına ve sıfatlarında mahluk sıfatlarına benzememesi, Dünya da ve evren de bulunan herşey hadis’tir yani sonradan yaratılmıştır, Allahu Teala yaratığı hiçbir şeye benzemez. Ne aya ne yıldızlara, ne de güneşe, ne de insana ne de insanların hayallerindeki suretlere (böyle bir benzetme şirktir) bir benzerliği söz konusu değildir.
Tasavvuf da en önemli şeylerden birisi kalb ile Allah’ı zikretmek ve bu zikirden hasıl olan huzuru elde etmektir. İnsan daima Allah’ı dili ve kalbiyle zikretmelidir, bu zikir esnasında hayaliyle, Allah’a her hangi bir şekil verilmemelidir, herhangi bir şekil vermek şirktir.
Evet, bu kainatın varolması bir yaratıcının varlığını gösterir. Hiçbir şey kendiliğinden oluşmamıştır, kendi kendini var etmemiştir. Hiçbir şey tesadüfi değildir. Kainatı yaratan Allah bizleri de yaratmıştır. Bir insanın tüm organlarınının ayrı ayrı görevleri vardır, herhangi bir organın eksikliğin de vücut çalışmaz. Mesela: Kalp, yada böbrek olmadığında fabrika gibi yaratılmış olan bu vücut işlevini yapamaz, yaşayamaz. Allah, insanları mükemmel ve birçok hikmetler ile yaratmıştır.
Yüce Allah kainatı bir nizam ve intizam içerisinde yaratmıştır.
Mesela: Dünyanın kendi etrafında dönmesi ve yılda bir kez güneşin etrafında dönmesi, bir nizam içerisindedir, dünya güneşten uzaklaştığında donar, yaklaştığında ise yanar. İşte bu Hakim olan Allah’ın yaratma kuvvetine, kudretine ve san’atına birer örnektir.
Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah’ın takdiri (düzenlemesi)dir.
Ayın dolaşımı için de konak yerleri (evreler) belirledik. Nihayet o, eğrilmiş kuru hurma dalı gibi olur.
Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.
Yasin Suresi 38-39-40
Allahu Teala, dağları yeryüzüne birer sütun olarak yaratmıştır, bu dağlar birer kazık misali yeryüzünün dağılmasını ve sabit durmasını sağlar.
Biz, yeryüzünü bir döşek, dağları da birer kazık yapmadık mı? Nebe Suresi 6-7
Rahman ve Rahim olan Allah bütün eksik ve noksan sıfatlardan Münezzehtir.