Rebiü’l-evvel 1436 Aralık (2015)

 

أعوذ بالله من الشيطان الرجيم , بسم الله الرحمن الرحيم

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…

 

İnsanlığı karanlıktan aydınlığa çıkaran Hazreti Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in doğumuna sevinmek, o günü anmak, şer-i açıdan hiçbir sakınca olmamakla beraber Peygamber Efendimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hadisleri ve fukahanın ıstılahatına bakarak sünnet olduğuna dair kat’i kanaat hâsıl olmaktadır. Şer’i delillere geçmeden önce bazı hususları açıklamak gerekir.

Birinci husus: Yazılan tüm mevlidler; peygamberimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hayatını, şemailini, aşk ve muhabbetini anlatmaktadır. Bir mecliste mevlid okunduğu zaman kısmen de olsa Peygamber Efendimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hayatını öğrenmiş oluruz. Ona salat ve selam getirerek ona karşı muhabbetimiz artarak tesirini kalbimizde hissederiz. Peygamber Efendimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şemailinden büyüklüğünü anlamış oluruz. Tüm yazılan mevlidlerin musanniflerin hayatına baktığımızda onların peygamber aşığı olduğu söylenebilir. Onların yazdıkları mevlidleri dinlediğimizde pay aldığımızı hissederiz.

Peygamber aşığı olan evliyaullahtan Meşhur Molla Hasan’il-Batei, Peygamberimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vasfını anlatırken ne kadar büyük bir aşık olduğunu şu mısralarıyla göstermektedir: “Benim için üç yüz bin ağız ve dil olsa gece gündüz (o dil ve ağız)hiç gafil olmazsa (Ey Muhammed) senin vasfını zikretse Yüz kıyamet de geçse methini tamamlayamaz.” Bir Müslüman; mevlid okunan mecliste, bu aşkı dinlediğinde mutlaka o aşktan payını alır. Mevlidin kutlandığı meclislerde toplanan Müslümanlar arasında ülfet ve muhabbet oluşur. Fakirlere verilen yemekler, sosyal barışı sağlar. O mecliste yapılan zikir ve vaazlar, insanda kalıcı bir iz bırakır.

Mevlidin meşruiyeti ile ilgi delillerin birkaç tanesini burada zikredeceğiz: Ebu Leheb’in cariyesi Süveybe, Ebu Leheb’e Hazreti Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) doğum müjdesini verince o, Süveybeyi müjde karşılığında azad eder. Buhari’nin rivayetine göre pazartesi günleri Ebu Leheb’in Efendimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) doğumuna binaen doyduğu sevinçten dolayı azabı hafiflenir. Kâfir olan birinin Peygamber Efendimizin doğumuna sevinmesinden dolayı azabı hafifleniyorsa biz Müslümanlar neden Hazreti Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) doğumunu bir fırsata çevirmeyelim. Buhari’nin rivayeti mevlidi, (Peygamberimizin doğum gününü) kutlamamızın meşruiyetini ortaya koymaktadır. Hatta ondan sevap hasıl olur.

Mevlid, okunması esnasında Peygamber Efendimize (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sâlat ve selâm getirmemizi sağlar. Peygamberimize sâlat ve selâmı getirmeye vesile olan mevlid meclislerini toplamak, önem arz etmektedir. Çünkü Peygamberimize (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) getirilen her sâlat ve selâm meleklerce ona arz edilmektedir. Bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ;

وعن أنس رَضِيَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]قالَ رَسُولُ اللّهِ : مَنْ صَلَّى عَلَىَّ صََةً وَاحِدَةً صَلَّى اللّهُ عَلَيْهِ عَشْرَ صََلَوَاتٍ، وَحُطَّتْ عَنْهُ عَشْرُ خَطِيئَاتٍ، وَرُفِعَتْ لَهُ عَشْرُ دَرَجَاتٍ[. أخرجه النسائى.وله في أخرى عن أبى طلحة رَضِيَ اللّهُ عَنْهُ: ]جَاءَ # ذَاتَ يَوْمٍ وَالبِشْرُ في وَجْهِهِ، فَقُلْنَا: إنَّا نَرَى البِشْرَ في وَجْهِكَ؟ فقَالَ: إنَّهُ أتَانِى المَلكُ، فقَالَ يَا مُحَمَّدُ: إنَّ رَبَّكَ يَقُولُ أمَا يُرْضِيكَ أنْ َ يُصَلِّىَ عَلَيْكَ أحَدٌ إَّ صَلَّيْتُ عَلَيْهِ عَشْراً، وََ يُسَلِّمُ عَلَيْكَ أحَدٌ إَ سَلّمْتُ عَلَيْهِ عَشْراً[ 

“Bana kim bir salavat getirirse, Allah ona on salavat getirir” (Müslim, 384) buyurmuştur.

Molla Hasan-i Batei mevlidinde bu konuyla ilgili şöyle demektedir: “Salât ve selâmın okunduğu her mekân beladan korunmuş olur.”

Mevlid; Hazreti Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in şemailini, mucizelerini ve peygamberliğinde olan üstün hallerini öğrenmeyi, ona tam iman edip ona karşı muhabbetin artmasını sağlar. İman ve muhabbeti onun şemailinden elde etmenin mevlid meclislerinin aracılığıyla olması mevlidin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Bütün İslam beldelerindeki alim ve Müslümanlar mevlidi güzel görmüşler. Bu güne kadar böyle devam etmiştir.

Abdullah ibni Mes’ûd’un rivayet ettiği hadise göre;

“Müslümanların güzel gördüğü şey, Allah indinde de güzeldir. Yine Müslümanların kötü gördüğü şey Allah indinde de kötüdür.” (Muvatta, 241)

Mevlid, sadece Müslümanlarca sevilmesinden dolayı bile meşru olup sevaba müstahaktır denilebilir. Mevlid, Müslümanların birlikteliğini, zikir yapılmasını, fakirlere sadaka verilmesini ve Peygamber Efendimizi yücelten methiyeleri kapsar. Bu da sünnettir. Bunlar dinen istenen ve övülen şeylerdir. En önemli delillerden bir tanesi Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) pazartesi günleri oruç tuttuğunda sahabeler:

Ya Rasûlallah! Niçin pazartesi oruç tutuyorsun?” dediklerinde, Peygamber Efendimiz: “Ben, pazartesi doğdum ve Kur’an-ı Kerim bana ilk pazartesi günü nazil oldu” (Buhari, 1162) diyerek doğumunu bir şekilde kutladığını ifade etmiştir. Peygamber Efendimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu günde oruç tutması her ne kadar şeklen farklı olsa da bir anlamda kutlamadır. Çünkü kutlama şekilleri farklı da olsa hepsinin manası aynıdır. Peygamber Efendimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendi doğumunu kutlamasından, mevlidin sünnet olduğu sonucu çıkarılabilir. Peygamberimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) aşkıyla Allah rızasını niyet ederek mevlidi kutlayan niyetine göre mutlaka mükâfatını alır. İnşaallah Peygamberimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şefaatine de nail olur. Allah’ın indinde, niyetine muvafık mükâfat görür.

Mevlidin sünnet olduğuna dair birçok delil mevcuttur. Mevlide bid’at diyenlerin, bidatin ne olduğu hususunda bilgi eksiklikleri vardır. Dinde (Kitab ve sünnette) bir asla dayandığı halde sonradan ortaya çıkan şeylere bid’at denemez. Hazreti Ebu Bekir’in Kur’an-ı Kerim’i cem etmesi, Hazreti Osman’ın Kur’an-ı Kerim’den nüshaları çoğaltması gibi sonradan yapılan birçok işler Peygamber Efendimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vefatından sonra meydana gelmiştir. Hiçbir Müslüman, “bunlar bidattır, yapılmaması gerekiyor” diyemez. Çünkü hafızların savaşlarda şehit olmasıyla Kur’an-ı Kerim’in kaybolma tehlikesi söz konusuydu. Kur’an-ı Kerim ve sünnet-i seniyyeye zıt olan bidatlar şeriatta men edilmiştir. Kur’an ve sünnete muhalif olmayan Müslümanların faydası için olan yenilikler İslam dininde teşvik edilmiştir. Bu hususta İmam-ı Şafii şöyle diyor: “Dinde sonradan ihdas edilen Kur’an, Sünnet, İcmaya muhalif olan şeyler sapkın bidattır. Ama Müslümanların faydasına olup dinin naslarına ters düşmeyen şeyler ise övülen şeylerdir.”

Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) alemlere rahmet olarak gönderilmiştir.

وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ

“Seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik” (Enbiya: 107) ayetinde kendisinin bütün insanlara hatta bütün kainata rahmet peygamberi olarak gönderildiği açıkça ifade edilmiştir. O varken daha Adem (Aleyhisselam) yaratılmamıştı. Bütün peygamberler onunla yücelmişlerdir. Allah, İnsanlığı karanlıktan aydınlığa onunla çıkarmıştır. Her çeşit zulüm ve kötülükleri yok etmek için gönderilmiştir. Yeryüzünün en faziletlisidir. Alemlere rahmet olarak gönderilen böyle bir şahsiyeti senede bir defa da olsa anmak nimete şükretmektir. Her nimetin bir şükrü mutlaka vardır. Belki Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gibi bir nimetin şükrü de onu anmaktır. ْ

مَّا كَانَ مُحَمَّدٌ أَبَا أَحَدٍ مِّن رِّجَالِكُمْ وَلَكِن رَّسُولَ اللَّهِ وَخَاتَمَ النَّبِيِّينَ وَكَانَ اللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمًا 

“Muhammed içinizden herhangi bir adamın babası değildir. O, Allah’ın elçisi ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi bilendir.” (Ahzab 40)

Mevlid merasimleri tertip edilirken bazen maksadını aşan hususlar meydana gelebilmektedir. Bunlara dikkat etmek gerekir. Yoksa amacından ve meşru çerçeveden çıkmış olur. Dikkat edilmesi gereken hususları şöyle özetlemek mümkündür: İsraf, zenginleri çağırıp fakirleri çağırmamak suretiyle ayrımcılık, kadın erkek karışımı, mevlidi Kur’an-ı Kerim’den üstün tutup o mecliste Kur’an okumamak gibi hususlar. Mevlid için toplanan insanlara okunan Kur’an ve mevlidin yanı sıra vaaz ve nasihat edilmesi durumunda mevlidin amacına daha uygun olur. O meclisleri alimler ve abidler fırsat bilip, buraları birer tebliğ alanı haline getirmeliler. Bu meclislerde Allah ve Peygamberin muhabbetini oluşturacak vaazlar verilmelidir. Günümüzde kutlu doğum haftası münasebetiyle birçok insan toplanıyor. Onlara verilen mesajlar insanlara büyük faydalar veriyor.

Allah, bizleri ve tüm Müslümanları mevlidi anan ve anlayanlardan eylesin. Bizi Kendine gerçek kul, Hazreti Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)e de samimi bir ümmet kılsın. Peygamberimizin gönderiliş amacına uygun bir şuura erdirsin. Allah bizi Peygamberimizin(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şefaatine nail eylesin. Bizleri güzel yerlerde, güzel şeyler için toplasın.

WhatsApp'ta paylaş