Rebiülahir 1436 Şubat 2015

أعوذ بالله من الشيطان الرجيم , بسم الله الرحمن الرحيم

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…

Şeyh Said ayaklanması nasıl bir ortamda meydana çıktı? Şeyh Said ayaklanması, yeni bir ideoloji ve sistemin İslam toplumunda zorla yerleştirilmesi gayesiyle, Şeyh Saide rağmen psikolojik olarak hazırlanıp sahneye konan, o dönem için başarılı bir projeydi. Şeyh Said sadece sivil itaatsizlik şeklinde tepkisini ortaya koymaya çalışırken onu idama kadar götürecek illegal faaliyetlerin hiçbirisinde bulunmamıştı. Toplumun alışık olmadığı yeni sistem, toplumun tepkisini neden bu kadar çekmişti?

Çünkü yeni rejim kurulduktan sonra yaptığı icraatlarla ileride neler yapabileceği hakkında işaretler veriyordu. Zira bu hadise üzerinden fazla bir zaman geçmeden despotizm, toplumda 1400 yıldır var olan İslam adaletini tümden reddetti. Islah evleri olan tekke ve zaviyeleri kapattı. İlim ve marifet yeri olan medreselerin kapılarına kilit vurdu. Bir gecede İslami harfleri kaldırmak suretiyle tüm insanları cahil bıraktı. Yerine karma eğitim konulup İslam değerleriyle bağdaşmayan köy enstitüleri kuruldu. İslam simgesi olan sarık ve cübbe yasaklanıp yerine şapka dayatıldı. Devlet sisteminde ümmetçilik kaldırılıp yerine farklı ırk ve milletleri inkar ve asimilasyona dayalı bir milliyetçilik sistemi yerleştirildi. Osmanlı döneminde azınlıklara ve tüm mezheplere verilen haklar alındı. Halkın altında kaldığı ağır vergi düzenlemesi halkın tüm kesimlerini bıktırmıştı.

Hulasa tüm halkın tepkisini çekecek bir sistem yerleştirildi. Hâlbuki daha önce İslam adaleti, tüm halkıyla barışık bir şekilde devletini idame ettirmesine mukabil yeni sistem topluma ağır geldi. Bu yük toplum tarafından kaldırılamadı. Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşından yeni çıkmış yorgun halk, yeni düzenle karşılaşınca tahammül edecek güç ve takati kendinde bulamamıştır. Batıda Çerkez Ethem gibiler, doğuda ise Şeyh Said gibiler bu duruma razı olamadılar. Bu insanlar, bu durum karşısında halkı bilinçlendirme ve meşru tepkilerini gösterme yoluna başvurdular. Bu sıkıntıyı tüm Türkiye yaşıyordu. Batıdaki halk başsız bırakılmıştı. Toplumun önderi olup toplumu yönlendiren din alimleri, etkisiz hale getirilmişti.

Daha önce zaten medreseler boşaltılıp, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşına gönderilmişti. Çoğu da şehit olmuştu. Doğuda ise din adamları Birinci Dünya Savaşında Ruslara karşı büyük bir mücadele vererek halkla daha da bütünleşmişlerdi. Yeni sisteme karşı hemen hemen her din adamı bunun sorumluluğunu hissediyordu. Kimisi (Şeyh Said gibiler) sivil itaatsizlikle sesini duyurmak içtihadına sahipti. Kimisi de böyle bir hareket neticesiz kalma ve suistimal edilme ihtimaline karşı; yeni sistemin hile ve dini açıdan asimilasyonuna karşı halkı koruma içtihadına sahiptiler. Hatta bu kesim, medrese, tekke ve zaviyelerin kapanmasına rağmen irşad ve talimlerine devam ederek halkı korumaya çalıştılar. Ancak niyeti silahlı mücadele olmayıp sadece sesini yükseltmek olan Şeyh Said gibi zevatı zorla savaşın içine sürüp, bunu bahane ederek Şeyh Said’le beraber olan ve olmayan herkesi sürgün etmek suretiyle, başsız kalan halk üzerinde istediklerini gerçekleştirmeye çalıştılar.

Özellikle Şeyh Said’le birlikte olmayan diğer büyük ailelerin hiçbir gerekçe gösterilmeden sürgün edilmesinden şu anlaşılıyor: Şeyh Said kıyamından amaç, sadece doğu halkını din adamlarından uzaklaştırıp onlara istedikleri şekli vermekti. Onlar da biliyorlardı ki Şeyh Said, Nakşibendi şeyhlerinden Mevlana Halid’in halifelerinden Şeyh Ali Palo’nun torunu olması itibarıyla toplumun nezdinde büyük bir mevkiye sahipti. Diyarbakır ve diğer doğu illerinde yapacağı yürüyüşler yeni sistemi sıkıntıya düşürecekti. Bu da onların işini zorlaştıracaktı. Ayrıca çok iyi biliyorlardı ki Nakşibendî şeyhi olan Şeyh Said, kendi haline bırakılması durumunda silah kullanmazdı. Onun için bir takım provokatörlerce plan ve programlar yapıldı.

Rahmetli Necip Fazıl’ın dediği gibi şeyh Said Piran köyünde bir düğüne iştirak edip oraya gelen müfrezelerce sebepsiz yere tartaklanmıştır. Bu vesileyle Şeyh Said’i istemediği halde kıyama zorlamışlardır. Daha önce ifade ettiğimiz gibi Şeyh Said’in içtihadı zamanın şartlarına göre tepki vermek şeklindeydi. Bunun için bölgede var olan hanedan ailelerin önderi olan şeyhler ve ağalara mektuplar göndererek herkesin kendi mevkisinde tepkisini göstermesini istedi. Kendisinin düşündüğü hareket çok kapsamlıydı. Hatta bütün bölgeyi kapsayacak bir potansiyele sahipti. Bu konuda Şeyh Said daha hazırlığın ilk aşamasında iken provokatörler hareketi illegalleştirip bastırmak için plan ve programlar yaptılar. Piran köyünde bir düğünde ondan ısrarla firarları istediler. Köyde bulunan düğünü dağıtıp Şeyh Said ve köyde bulunan çok sayıda insanlara hakaret ettiler. Hazırlıksız olan Şeyh Said’i Diyarbakır’a doğru harekete mecbur ettiler.

Çok iyi bilinmeli ki Nakşibendi şeyhi Şeyh Said, İngilizleri belki rüyasında da görmemiştir. Ayrıca müstakil bağımsız bir Kürt Devletiyle ilgili hiç plan program yapmadığı gibi zaten onun öyle bir niyeti de yoktu. Böyle bir plan program Şeyh Said için düşünülemezdi. Çünkü bu, beslendiği kaynak olan Nakşibendi Tarikatı’nın tüm öğretilerine tamamen zıttı. Şeyh Said için, kendi içinde böyle bir çelişkiye düşmesi düşünülemezdi.

Maalesef yukarıda analiz ettiğimiz hareketi başka taraflara çekmektedirler. Kimisi İngilizlerle işbirliği yapmıştır deyip İslam’ı, tarikatı, İslam’ın değerlerini karalamaktadırlar. Aynı kesimler; Şeyh Said Kürt Devleti kurmak için askere kurşun sıkmak için yola çıkmış diyerek Şeyh Said ve doğuda var olan meşayıhı karalayarak toplumun nezdinde itibarsızlaştırmak istemişlerdir. Şeyh Said hareketini bahane ederek büyük ailelerin ileri gelenleri olan şeyhleri sürgün edip; Kürt toplumundan onları uzaklaştırıp; toplum üzerindeki etkinliklerini yok ederek, yapmak istediklerini icra etmeye çalıştılar. Onları batıya sürgün edip oradaki halka zımnen de olsa şöyle telkinde bulundular:

Bu sürgün gelen Kürt Alimleri devlet ve millete karşı gelip isyanda bulunmuşlardır. Böylece oradaki halkın sürgün giden alimlere din ve Kürt kimliklerine karşı kin ve nefret duymasını sağladılar. Sürgün giden alimler de gördükleri kötü muamele karşısında istemeden de olsa gittikleri yerin halkından nefret duydular. Aslında o dönemlerde Türk ve Kürt düşmanlığını toplumda yaymak için çok menfi planlar yapıldı. Türk tarafında doğuya atanan amir, memur ve askerlerden özellikle dinsiz ve namazsız kişiler gönderilirdi. O dönemde kaymakam ve askerler medrese, cami ve tekkelerin kapanması için büyük bir mücadele verdiler. Diyebiliriz ki batı ve Karadeniz illerinde de halk bu muameleyle karşı karşıya kaldı. Ancak bu doğuyla mukayese edilemeyecek kadar azdı. Bu tutum Kürtlerin, Türklerin geneline karşı nefret ve kin duymalarına sebep oldu. Kürtler tarafından bütün Türkler namazsız niyazsız şeklinde algılandı.

Türklerde de Kürtlere karşı şu algı oluştu: Kürtler sürekli devlete karşı gelen devleti yıkmaya çalışan, topluma nifak tohumları eken bir halktır. Cumhuriyetin ilk yıllarında bu proje belli kesimler tarafından planlanıp uygulandı. Yapılan bu menfur planlar toplumda ciddi yaralar açtıysa da İslam dininin öngördüğü kardeşlik ve toplumda neşvu nema bulan İslami hareketler sayesinde Türk ve Kürtler bu planları nisbeten de olsa bozmuşlardır.

Toplumda var olan ulema ve özellikle meşayıhın Türk Kürt demeden herkesi kucaklamaları, kimseyi ırkından ve dininden dolayı dışlamamaları bu planları suya düşürmüştür. Bir kısım, Şeyh Said hareketini kendi ideolojilerine hizmet edecek tarzda kullanmaktadırlar. Bunlar bu hareketi tamamen dinle alakası olmayan, Kürtlerin bağımsızlığı için başlatılan bir Kürt hareketi olarak topluma lanse ettiler. Halbuki ikinci kimlik olan ırk ve soy, tarikat şeyhi olan bir mürşit için düşünülemez.

Şeyh Said, hayatını dedeleri gibi birinci kimlik olan İslam için sarf etmiştir. Her ne kadar Şeyh Said hadisesiyle hem dine hem de şeyhlere karşı toplumda bir antipati oluşturmaya çalıştılarsa da günümüzde bütün doğruların açığa çıkmasıyla asıl gayenin ne olduğunu toplum anlamıştır. Dindarlar İslam kardeşliğinin önemini anlayıp hiçbir gücün İslam kardeşliğini yok etmeyeceğini bilmişlerdir.

WhatsApp'ta paylaş